akademisyen
HABER
Türk Dünyası Dersleri Başladı
24 Ekim 2014
Prof. Dr. Orhan Kavuncu'nun hazırlayıp sunduğu Türk Dünyası Dersleri'nin ilki olan "Türk Dünyası Ortak Tarihi-Niçin?" konulu ders 22 Ekim Çarşamba günü Türk Ocakları Genel Merkezi'nde yapıldı.
Sunumunu bizzat kendisinin yaptığı dersin başında, derslerin önemine değinen Kavuncu, Türk Dünyası derslerinden maksadımızın Türk Dünyası ile ilgili umûmi bilgi vermek olduğunu, bunun arkasındaki amacın ise buraya katılan çocukların, gençlerin birbirlerini sevmelerini, burada kurdukları dostluklarla geleceğe yatırım yapmalarını sağlamak olduğunu belirtmiştir.
Sözlerine: " İlk dersimize tarihimizi öğrenmenin neden gerekli olduğunu anlatarak başlayacağım. Her ulus devletini kurduktan sonra kendi tarihini okutmaya, öğretmeye ihtiyaç duyar. Bunu yaparken ulusunun, ister istemez, şanını, şerefini başarısını anlatır. Ancak bunun yanında bir de gerçek, objektif tarih vardır ki; Erol Güngör'ün deyimiyle ' Subjektif tarih, objektif tarihle mutabık olmalıdır'" ifadeleriyle başlayan Kavuncu, konuşmasını:
"Bizler geleceğimizi doğru kurgulamak için geçmişimizi doğru bilmek durumundayız. Geçmişte yaptığımız kötü işlerden, başarısızlıklardan ders çıkarıp, doğru işlerden feyiz alacağız. Tarihimizi bilmenin diğer bir artısı bize dostumuzu ve düşmanımızı da öğretiyor olmasıdır. Bunun yanı sıra kökümüzü bilmemiz dilimizi bilmemiz de demektir. Günümüzde her ne kadar bir takım sorunlarla karşılaşsak da, ortak bir kökümüzün olduğunu bilmek, bunun bilincine varmak, eminim aramızdaki kırgınlıklara rağmen birbirimizi daha fazla sevmemize neden olacak. Dolayısıyla tarihi olayları değerlendirirken objektif bir biçimde ve anakronizm yapmadan, yani her olayı gerçekleştiği devrin şartlarına göre değerlendirmek çok önemlidir" şeklinde sürdürmüştür.
Anlatımın son bölümünde Türk Dünyası olarak büyük bir okyanus olduğumuzu ve bu okyanusun elbette medleri ve cezirlerinin olduğuna vurgu yapan Kavuncu: "Bu okyanus yükselirken her tarafta yükseliyor, çekilirken her tarafta çekiliyor. Dikkat ediniz,16.asırda her tarafta yükselmişiz,1700 - 1800'lere gelince her yerde çekilmişiz. Denizimiz 1.Dünya Savaşı'ndan sonra çok çok küçülmüş; ama Atatürk'ün bahâsı sayesinde Cumhuriyet'le birlikte öyle bir gayretle yükselmiş ki, o bahâyı bilseniz zaten bu Cumhuriyet'in kıymetini de anlarsınız. Sakarya Meydan Muharebesi'ne giden yüzlerce mektepli genç tabur halinde şehit olmuştur. Yani bu Cumhuriyet'in bedeli ilim ve irfandır çocuklar. Biz bu ülkeyi kurmak için ilim ve irfanı şehit verdik. Bu memlekete beyinleriyle, ilim irfanlarıyla hizmet etmek için yetişenler, kanlarıyla canlarıyla bu memlekete şehit oldular. Bu yüzden kıymetini bilmeyenler olsa da biz bilmek zorundayız. Dolayısıyla o Cumhuriyet kurulmasaydı o okyanus çekilecek ve kuruyacaktı. Doğu Türkistan'da, Uygur'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da mücadele edenler Türkiye'yi ilticagâh biliyorsa, bu o Cumhuriyet sayesindedir " ifadeleriyle dersi sonlandırmıştır.