15 Eylül 2025, Pazartesi
Şahap Ayhan - Ağrı Haber Ajansı
Şahap Ayhan

Şahap Ayhan

ressam

SÖYLEŞİ
Şahap Ayhan
Levent Cantek
Joker 15 mart 1993
Türkiye'de çizgi roman altmış yılı aşkın bir süredir varoluş süreci yaşıyor. Aynı süreç içerisinde yaşanan çeşitli dönemeçler ve önemli kilometre taşları da çocukluk düşlerimizden günümüze uzanıyor. Başlar gıç dönemlerinin en önemli olayı Flash Gordon'un Baytekin adıyla Çocuk Sesi Dergisi'nde yayınlanmasıyla gerçekleşti. (1935) Çünkü Baytekin'e daha doğrusu yaratıcısı Alex Raymond'a özenen onlarca çocuk sonraları ilk çizgi romancılar oldular. Bu başlangıç yıllarında yaratma cesareti göstermiş ilk kuşaktan geriye pek az insan kaldı. Göçüp gidenlere rahmet dilerken, bugün yaşayan en eski çizgi romancımız olan Şahap Ayhan'dan bahsedeceğiz.
Şahap Ayhan yaşadığımız bombardıman yıllarında kaybolmaya yüz tutmuş Mohikanlardan... Aşırı dürüst, titiz, sözüne sadık ve güvenilir bir çizer olarak tanınıyor. Reklâmı hiç sevmiyor. Gösterdiği o korkunç tevazu yüzünden bir türlü fotoğraf çekmeye ikna edemiyoruz. Çekebildiklerimizde de yüzünü gayri ihtiyari saklıyor. 50'lerde yaptığı İstiklal Harbi adlı çalışması için yapılan olağanüstü reklâmlardan ne kadar rahatsız olduğunu anlatıyor. Aslında onun çizdiği kahramanlardan pek bir farkı yok. Aynen onlar gibi yaşamış Altunizade'de bugün yıkılmış olan eski evini kendi inşa etmiş. Çalışma odasına açılan dehlizler, tüneller yapmış. Onun bu absürd yaşam tarzı yakın arkadaşı Suavi Süalp'e defalarca konu olmuş. Şahap amca da bunun farkında... Kendi de gülüyor. Ama haksızlıklara kendince karşı koymayı hep sürdürmüş. Sokaktaki güçsüz hayvanları korumak için veya evine giren hırsızlar fatih döneminden kalma yayını kullanmakta tereddüt etmemiş. Nallamış hepsini Onun dünyasında iyiler hep kazanıyor.Kazanmalı da!
— Üstadım, bütün çizgi romancıları çocukluklarında etkileyen çizgi romanlar, dergiler vardır. Siz nelerden etkilendiniz? Nasıl etkilendiniz?
—Ben asker bir aileden geliyorum o yüzden oyuncaklarım gerçek ok ve kılıçlardı. Anlatılan öyküler, masallar etkiliyor insanı... Ardından bunları canlandırmak hevesi geliyor. Ama babam hattat'tı. Dayım resim yapar, keman çalardı. Yani ailede de bir şey vardı. Ondan sonra ilkokulda "Çocuk Sesi" mecmuaları Tarzan filmleri falan sonra Baytekin geldi alt üst etti düşlerimizi... Şimdi tercüme yapıyorlar, insan hiç olmazsa ismini Türk yapar mesela isimler Dr. Çetinel, Bayan Yıldız, Flash Gordon'un adı da Baytekin... Hoştu yani macerada burada Kandilli Rasathanesinde başlıyordu.
-Peki siz çizgi romana nasıl başladınız?
-Eskiden telif hakları falan yok, klişeler renkliden değil siyah-beyazdan çekebiliyor. Biz de yabancı renkli resimli romanları aydınger koyup kopye ederdik. Ancak o şekilde basılabiliyordu. Öyle başladık. Sonra kendimiz çizmeye heveslendik. Ama bizim bu sahaya atılışımızın asıl sebebi Rakım Çalapala'dır. Onun hakkı hiçbir zaman ödenmez. O zaman çizdiklerimizi yayınlamayabildi, zira iyi değildi onlar.. Ama o aldı romanımızı Çocuk Haftası'na koydu. Sonra bize bir şevk geldi, yoksa başka sahalara kayacaktık. Benim bütün hevesim asker olmaktı.
-Yıl kaç?
-İlk çizgi romanıma göre 1946 demek lazım. Ben Ayhan Erer'le çalışırdım. Şahap Ayhan Erer diye imza atardık. Herkes bizi tek kişi sanardı. Barbaros adlı bir çalışma yaptık. O ilk çalışmamızdı. Ben kara kalemini yapıyordum, o çiniliyordu. Sonra Atilla Geliyor ve Atilla'nın Ölümü'nü yaptık.
-Bu son söylediğiniz çalışmaların Sezgin Burak'ın Tarkan'ıyla bir ilgisi olduğunu duymuştum. Doğru mu?
-Evet... O çalışmalarda TARKANS adlı bir kahramanımız vardı. Hani biz nasıl Baytekin'den etkilendiysek rahmetli Sezgin Burak da herhalde çocukluğunda oradan etkilendi. Saçlar tip hemen hemen aynıdır. Fakat o onu Tarkan adlı uzun bir kahraman şekline soktu ve hakikaten güzel oldu. Benimkisi bir romanlık çalışmaydı.
-Genelde çalışmalarınız hep kısa ömürlü..
-Evet ben hep aynı şeyi yapmaktan sıkılırım. Değişik tipler ve konular daha cazip, İkiyüze yaklaşıyor yaptığım romanlar.
-Sinemaya uyarlanmış bir çalışmanız oldu mu?
-Belirli bir kahramanı sürdürmeyince tercih edilmiyor. Yalnız "Kara Orkun" adlı bir çalışmam epey sürdü, onun üstüne filme çektiler.
-Biraz da Tengiz'den bahsedelim. Bizim kuşak sizi Tercüman Çocuk'un kapanışına kadar yıllarca süren Tengiz adlı çalışmanızdan tanıyor.
-Şimdiki neslin Baytekin'den yoksun kalmasını istemiyordum. Tengiz'i yaptım. Bazıları kopya dediler. Evet kopya ama hani araklamak değil onu alıp onore etmek.. Hatta dergidekilere de söyledim, çocuklar okusun isti¬yordum. Bütün Baytekin'i baştan aşağı bazı ilavelerle yaptım. Epey bir süre sürdü.
-Üstadım, çizgi romancı olmak isteyen gençlere ne önerirsiniz?
-Ben ortaokulda resimden aşağı-yukarı 6-7 alırdım. (Gülüşmeler) Şimdi suçlamak için söylemiyorum. Akademide hocalar var kafadan bir kaç figür, desen desek kaç tanesi çizebilir bilemiyorum yani bu illüstrasyon işi bambaşka birşey... İyi resim çizmek ayrıdır, iyi çizgi roman yapabilmek ayrıdır. Sabretsinler, özveride bulunsunlar, hayal kırıklıklarını –göze alsınlar, gerisi gelir.
- Ağzınıza sağlık, çok teşekkür ederim.
-Ben teşekkür ederim. 

← Tüm Biyografiler