15 Eylül 2025, Pazartesi
Osman Turan - Ağrı Haber Ajansı
Osman Turan

Osman Turan

akademisyen, yazar

HABER
“Doğumunun 100. Yıl Dönümünde Prof. Dr. Osman Turan”
12 Ocak 2014
Ocakbaşı Sohbetinde bu hafta Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof.Dr.Ali BİRİNCİ konuk oldu.
Ocakbaşı Sohbetleri’nde bu hafta “Doğumunun 100. Yıl Dönümünde Prof. Dr. Osman Turan” konulu programda konuşmacı Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Ali BİRİNCİ idi.
Program Türk Ocakları Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Bülent Aksoy’un açılış konuşması ve Prof. Dr. Ali BİRİNCİ’yi takdimi ile başladı.
BİRİNCİ hazirunu hürmet be muhabbetle selamlıyorum diyerek sözlerine başladı.
İnsan tanımaya olan merakım ve birazda hemşericilikten dolayı merhum Osman TURAN hocayla tanıştım ve pek çok kez kendisini evinde ziyaret etme fırsatı buldum. Hocaya ne zaman gitsem kül tablası mısır piramitleri gibi yığılı olurdu, hoca çok çalışkan bir insandı sürekli çalışırdı.
Hocanın asıl adı Osman Pelit’tir. Şahsene hanım ve Hasan efendinin oğludur. Bayburt’ta doğdu. Kurdoğulları aşiretine mensuptur. Çocukluğu Çaykara ve Çatıksuda geçmiştir. İlk mektebi Çaykara’da, orta mektebi Bayburt’ta okudu. Bayburt hocanın üzerinde derin ve önemli etkiler bıraktı. Orta mektepten sonra, Trabzon lisesine devam etti. O dönem liselerindeki eğitim şimdi yok maalesef, liselerin o dönemde çıkardığı dergilerdeki Türkçe günümüzde üniversitelerin Edebiyat bölümlerinde bile yok ne yazık ki.
Merhum Osman TURAN daha lisede iken arkadaşları arasında “ayaklı kütüphane” olarak bilinirdi. 1936’da açılan Dil, Tarih ve Coğrafya fakültesine ilk kabul edilen öğrencilerden ve ilk mezunlarındandır. 28 Mart 1940’ta fakülteden mezun oldu ve hemen Fuad KÖPRÜLÜ’nün yanında Ortaçağ kürsüsünde asistan olarak göreve başlıyor. 1941’te 12 Hayvanlı Türk Takvimi isimli tezle Dr. unvanını alıyor.
KÖPRÜLÜ 1941’de üniversiteden ayrılıyor, bu ilim dünyamız açısından tam bir felakettir. KÖPRÜLÜ’nün üniversiteden ayrılmasıyla Ortaçağ Türk-İslam tarihi derslerini Osman TURAN hoca vermeye başlıyor. Türk-İslam kelimesini ilk kullan kişi Osman TURAN hocadır bunu burada belirtme gereği duyuyorum.
KÖPRÜLÜ’nün üniversiteden ayrılması Milli Eğitim Bakanlığı’nın hocalara vekillik ya da hocalığı seçmesini istemelerinden dolayıdır. KÖPRÜLÜ siyaseti seçiyor. Hasan ALİ YÜCEL bir yazısında siyaseti bırakıp hocalığı tercih eden tek bir insan çıkmadı diyor. Günümüzde de bunun tezahürlerini görüyoruz.
Osman TURAN hoca 1943’te Doçent oluyor. 1944’te Türkiye’de sol faaliyetler artınca hoca Gafletten Uyanalım isimli bir risale yayınlıyor. Hüseyin Nihal ATSIZ’ı odasında misafir ettiği için açığa alınıyor. Memduh Şevket ESENDAL ve Prof. Dr. Tahsin BANGUOĞLU’nun araya girmesiyle görevine iade ediliyor. 1948’te doçentken Türk Tarih Kurumu’nun 66 numaralı üyesi oluyor. Belleten’de yayınladığı yazılar tarihçiliğimizde öncüleri ve örnekleri olmayan eserlerdir.1972’de Türk Tarih Kurumundan Haysiyet Divanı karırı ile üyelikten çıkarılıyor.
5 Mart 1951’de Profesör olmuştur. 1954’te siyasete girmiş lakin ilimden hiç bir zaman kopmamış araştırmalarına ve çalışmalarına devam etmiştir. 1956’da II. Abdulhamid’in torunu Satıa Hanım Sultan ile evleniyor.
27 Mayıs’tan sonra 16 ay Yassıada’da hapis yatıyor. Hayatının en önemli eserlerini cezaevinden çıktıktan sonra yazmıştır. Üniversiteden maaş almasına rağmen ders verememiştir. 1965’te tekrar vekil olmuş ve Adalet Parti’sinde Genel Başkan Yardımcılığı yapmıştır. Partiyi tenkit etmesinden dolayı partiden ihraç edilmiştir. Hayatının 10 senesi siyasette olmasına rağmen bu süre ilmi çalışmalarına mani olmamıştır.
Ölümünden sonra basılan eserleri itinasız basılmış ekleme ve çıkarmalar yapılmıştır.
Türk Ocağındaki hizmetleri çok önemlidir. Onun zamanında ocak en feyizli en güzel dönemini yaşamıştır. Hamdullah Suphi’ye rağmen Genel Başkan seçilmiştir. Onun zamanında Türk Yurdu Dergisi ilim ve irfan dergisi olmuştur. Türkiye Selçukluları tarihini istisnasız bir numarasıdır.
Hiçbir zaman silaha karşı eğilmemiştir. Yassıada da kendisine tokat atan subaya o iki tokat atmıştır. Hoca çok sağlam bir karaktere ve şahsiyete sahiptir. Bu yönüyle herkesin beğenisini ve takdirini kazanmıştır.
“Ehli hünerin kadrini bilmekte hünerdir”.
Eserlerinden önce kendisini tanımak birinci önceliğimiz olmalıdır.

← Tüm Biyografiler