öğretmen, yazar
HAKKINDA YAZILANLAR
Bir Ömür Boyu Yazmak
Mahmut Çetin
Türk Haber
Osman Akkuşak, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesinde yapılan bir törenle yazarlığının 50. yılını kutladı.
“Biz sade basit bir insan olarak geldik, basit bir insan olarak gidiyoruz. Elimizde bir kalemimiz var, bir de ruhumuz.”
Osman Akkuşak
Yazmak, yaşamayı ertelemektir...Yazarak yaşamak, yaşamanın pek yaygın olmayan bir türüdür aynı zamanda.Pek cazip bir şey olarak görülmese bile, bir çeşit var oluştur ve güzel bir şeydir yazmak.Osman Akkuşak’ın 50. Yazı Yılı bur ömür boyu yazan bir insanın, onurlu bir duruşudur aynı zamanda.
Osman Akkuşak’ın 1400 civarında makale ve incelemesi yayınlanmıştır.
Prof. Mehmet Genç, Osman Akkuşak’ın yazılarını “idrak ve vefa nümunesi” olarak nitelendirir.
Gazeteci-yazar Osman Akkuşak, 8 Haziran 2002 cumartesi günü düzenlenen özel bir etkinlikle, mesleğe başlayışının 50. yılını kutladı. Akkuşak, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB)’nin Sultanahmet’teki merkezinde yapılan programda, dostlarıyla bir araya geldi.Programı Kubbealtı Vakfı Müdürü ve Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Nuri Yardım yönetti.
Yaşarken hatırlanmaktan ve yazı hayatının 50. yılının kutlanmasından memnunluk duyduğunu dile getiren Babiâli’nin ‘Osman Abi’si, ilerlemiş yaşına rağmen gazeteciliğe devam ediyor. Basın dünyası, Cağaloğlu’ndan çıkıp plazalara taşınsa da Osman Akkuşak’ın mekanı Cağaloğlu’dur. Yazı ve notlarıyla dolu emektar çantasıyla kütüphanelerde ve çeşitli kültür mekanlarında çalışmalarına devam ediyor.
Akkuşak soyadını Kuvayı Milliyeci dedesinden alır. Milli Mücadele sırasında direnişçi dedesi akkuşak takmaktadır.Zamanla dedesi, Akkuşaklı diye anılmaya başlanır.Bilahare soyadı olmuştur bu anılma.
Osman Akkuşak, yazı kabiliyetini de dedesinden aldığını söyleyen Akkuşak, ünlü çocuk edebiyatçısı Gülten Dayıoğlu ile teyze çocukları olmalarını da bunun ispatı sayıyor.
Programa katılan bazı isimler şöyleydi: Mehmed Niyazi Özdemir, Mehmed Şevket Eygi, Abdurrahman Şen, Orhan Okay, Levent Elpen, Muzaffer Doğan, Nazım Tektaş, İsa Kocakaplan, Cemal Aydın,Osman Selim Kocahanoğlu, Ahmet Kot, İrfan Çalışan, Dursun Gürlek, Şaban Abak, Mustafa Miyasoğlu, Eski Marmaratörlerden Teşkilat Refik, Hüseyin Emiroğlu, Olcay Yazıcı, Mahmut Çetin, Muhsin Karabay, Sedat Umran, Abdurrahim Balcıoğlu, Yurdakul Dağoğlu,Vahdettin Yiğitcan, Ali Nar, Bahattin Cebeci ve Ömer Ziya Belviranlı.
Birlik Vakfı, Kırımlılar Derneği, Ahi Evran Vakfı, Kubbealtı Vakfı, Türk Edebiyatı Vakfı ve Türkiye Yazarlar Birliği Osman Akkuşak’a jübilesinde günün anlamına uygun şilt ve hediyeler verdiler.Marifet Yayınları sahibi Ömer Ziya Belviranlı’nın takım elbise jesti ile Muzaffer Doğan’ın Osman Akkuşak Kitabı basılmasını teklif etmesi ve bu kitabın masraflarını karşılama isteği ayrı bir güzellik olmuştur. Doğan, Osman Akkuşak’ın en önemli özelliğini teşvik edicilik olarak özetledi ki, ben kendi yazı hayatımda bunu bizzat müşahade etmişimdir.Osman Amca ile her karşılaşmamız, benim çalışmalarımı takip eden bir insanın güzel soruları ve yol göstermeleriyle geçmiştir.
Türk Haber yazarlarından Mehmed Niyazi Beğ, Osman Akkuşak’ın jübilesinde yaptığı konuşmada, yazarın yazılarını dört kategorilerde topladı.
1-Röportajları:
Osman Akkuşak’ın sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi mevzulardaki münferit yahut dizi halindeki röportajları son derece ilgi çekicidir. Arkadaşı yazar Ömer Öztürkmen’in onu “Osman Akkuşak, Babiali’nin en iyi konuşturan kalemidir.” cümlesiyle ifade eder.Osman Akkuşak’ın dizi röportajlarından bazıları şöyledir: “Kim Kiminle Evlenmeli?” (Tercüman), “Uzun Ömrün Sırları” (Tercüman), “Saadet Nedir?” (Son Havadis), “Zirveye Çıkanlarla Konuşmalar” (Son Havadis), “Hariciyecilerle Konuşmalar” (Yeni Şafak), “Tiyatro Sanatçılarıyla Konuşmalar” (Son Havadis).
2- Edebi Tenkitler:
Kitap tanıtımı ve tenkidi; şiir, roman, şair, romancı ve diğer edebiyatçı yazarlar hakkında yazdığı eleştiri ve değerlendirmeler. Osman Akkuşak’ın bu tür yazıları, 1952’den günümüze kadar devam etmiştir.
3- Dile Dair Makale ve Fıkraları:
Yazar, dilimizin bozulmaması, fakirleşmemesi için basında, okullarda, üniversitelerde ve yayın dünyasında devlet, dilciler ve aydınlar tarafından alınması gereken tedbirleri, uyulması gereken prensipleri arayan ve ortaya koyan yazılarına ara vermeksizin bütün yazı hayatı boyunca devam etmiştir.
Ayrıca basındaki ve üniversitelerdeki öğretim üyesi arkadaşlarıyla 1960’lı ve 70’li yıllarda faaliyet gösteren “Türk Dilini Koruma ve Geliştirme Cemiyeti”ni kurmuş ve bu cemiyetin ikinci başkanlığı (başkan vekilliği) görevinde bulunmuştur. Profesör Ali Nihat Tarlan’ın başkanlığında kurulan cemiyetin kurucu üyeleri arasında Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Prof. Dr. Ayhan Songar, Nihat Sami Banarlı, Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş, Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. Cevat Eren, Prof. Dr. Mertol Tulum, Mithat Sertoğlu, Prof. Dr. Osman Turan gibi Türkçe’ye gönül vermiş ilim adamları bulunuyordu.
4- Eğitime dair yazıları:
Yazar, bütün hayatı boyunca Türk eğitiminin ıslah edilmesi, iyileştirilmesi, gerekli teşkilat ve mekteplerin kurulması için daima çalışmış, araştırmış ve vardığı neticeleri makaleler halinde yayınlamıştır. Bunun için İngiliz, Alman, Japon ve Amerikan eğitim teşkilatını incelemiş, istifade edebileceğimiz taraflarını daima gündemde tutmaya çalışmıştır. Bu çesit makalelerini, bilhassa Dünya, Adalet ve Son Havadis gazetelerinde yazmıştır.
1963’te yayınlanan “Süratli Ögrenme Kılavuzu” adında bir kitabı ile 1985’te yayınlanıp Tercüman gazetesi okuyucularına dağıtılan, Kemal Köktürk’le birlikte hazırladığı “Kurtuluş Savaşı Ansiklopedisi” adında bir eserinden başka neşredilmiş bir kitabı yoktur. Yazıları, dergi ve gazete sayfaları arasında yer almış bulunmaktadır. Batı dillerinden ayrı olarak Arapça ve Farsça’dan dilimize geçmiş ve artık Türkçe’nin malı olmuş kelimeleri kapsayan bir lügat kitabı (sözlük) ile kendisinin 30 senedir halk arasından derlemiş olduğu bir “Atasözleri” kitabı, ayrıca “Emet Destanı” isimli bir piyesi su sıralarda yayınlanmak üzeredir. Yazar kitap yayınlamak hususundaki ihmalkarlığını ve bir nebze perdelemek için olsa gerek, bize ancak bu kadar bilgi vermektedir. İlave ettiği bir başka şey de; gazetelerde çıkan yazılarını: röportajlar, eğitim reformu, dilimiz, edebi eleştiriler kategorilerine ayırıp kitap haline getirmeye karar verdiği hususudur.
Törenin hatıralar bölümünde konuşan Gazeteci-yazar Mehmed Şevket Eygi, Osman Akkuşak’ın jübilesinde 1961 yılında Adanan Menderese’in asılış yıldönümünde Yeni İstiklal gazetesinde yayınladığı bir yazıdan söz etti. Yazının başlığı “Zulümlerin en alçakçası kanunların gölgesinde yapılanıdır.” “İşte” dedi Eygi, “bu yazının yazarıdır Osman Akkuşak ! ”
Muhsin Karabay, Tek başına bir ordu. Camiamızda görüntünün önemini kavrayan bir isim.Karabay bu töreni de görüntüleyerek, yarına kalıcı bir belge bıraktı.
Gazeteci-yazar Osman Akkuşak’a, Osman Amca’mıza Yüce Allah’tan sağlık ve afiyetler diliyoruz.
Akkuşak kimdir?
1931 yılının 20 Ağustos’unda Kütahya’nın Emet ilçesinde doğan Osman Akkuşak, 1952 yılında gazeteciliğe başladı. Sırasıyla İstanbul Ekspres, Son Telgraf, Zafer, Adalet, Dünya, Tercüman, Son Havadis gazetelerinde çalıştı. 1980’li ve 1990’li yıllarda yine Tercüman gazetesi ansiklopedi servisinde, Zaman ve Ortadoğu gazetelerinde çalıştı. Hilal ve Ufuk dergilerinde yazarlık yaptı.1987’den sonraki devrenin bazı bölümlerinde yazılarını Türkiye, Güneş, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde yayınladı.
Babıali’ye geldiği ilk günden beri kültür ve edebiyat dünyasından değerli isimlerle birlikte çalışan Akkuşak, gazetecilik mesleği ile birlikte Anadolu’da ve İstanbul’da uzun süre edebiyat öğretmenliği yaptı. Akkuşak, Çağdaş Türk Yazarları Komisyonu Üyeliği, İlim ve Sanat Yayınları Başkanlığı ve Devlet Kitapları Müdürlüğü gibi görevlerde bulundu.