40 Yılı aşkın bir süre Ağrıda (eksik) yaşamak.
Doğrusu eksik yaşamak. Geçen zamana üzülüyor insan. Ama geçen gitti şimdi önümüze bakmalıyız tabi bir ah ederek ve çekerek.
Ağrı Belediyesine kayyum atandıktan sonra, halkta normalin çok üstünde beklentiler oluşmaya başladı. Tabi haklı olarak. Hal böyle olunca Belediyenin üzerindeki sorumluluk birse beşe çıktı. Eski kayyumun gitmesi yerine yeni kayyumun gelmesi süreci ve araya kış mevsiminin girmesiyle beklenen hizmetler ister istemez gecikmeye başladı. Tabi yine haklı olarak halkta bir homurdanma bir sitem ve hayal kırıklığı oluştu. Son günlerde Ağrı Valisi sayın Süleyman Elban’ın bazı projeler hazırlattığı ve bunları hayata geçirmek için Ankara da çalışmalar yürüttüğü haberleri gündeme gelince bende sorumlu bir yurttaş ve Ağrılı olarak bunları en yetkili ağızdan yani Belediye Başkanımız sayın Elban’dan öğrenmek için bir randevu talep ettim. Niye yalan söyleyeyim randevu konusunda umutsuzdum çünkü bazı çevrelerce Vali beyin kimseyi kabul etmediği, görüşmediği yönünde bir algı yaratılmıştı. Sağolsun hiç beklemediğimiz randevuyu verdiler ve bende gittim.
Öncelikle şunu belirteyim; idari ve siyasi makamların çabaları sonucu yapılacak hizmetler ve çalışmaların anlatımı, tanıtımı, yeri, zamanı, mahiyeti kısacası günahı ve sevabı kendilerine aittir. Hele ki başarı neticesinde gururlanmak onların hakkıdır. Ben durumdan vazife çıkarıp burada bunları tek tek anlatmayacağım sayın Valimizin dediği gibi ‘’önce resmiyet kazansın, projesi onaylansın sonra anlatalım’’ bu yüzden son söz icra makamında. Benim yüzümden kimse zan altında kalmasın.
Sayın valimizin birçok önemli proje hazırladığını dinledik ve öğrendik açık söyleyeyim vali bey anlatırken bir an daldım ve dedim ki; keşke bunlar yirmi yirbeş sene önce yapılsaydı. Kendi adıma hem üzüldüm hem sevindim çünkü bu projelerin her biri Ağrının çehresini değiştirecek projeler ve ben Kırk yaşının üstündeyim. Olsun geri kalan ömrümüzü tabi Allah nasip ederse modern, kalkınmış ve güzel bir Ağrı’da geçiririz. Gençlerimiz ve çocuklarımız en azından bundan faydalanır. Bazılarınız abarttığımı düşünebilir hatta başka şeylerde söyleyebilir ama inanın abartı yok. Daha ileri gideyim Bu projeler olursa devrim olur.
Dediğim gibi durumdan vazife çıkarmayacağım bunları anlatmak ve övünmek siyasilerin ve valimizin hakkı. Ama bir proje var ki çok önemsedim çünkü hem şehir merkezine hem kırsala yönelik bir proje kısada olsa özür dileyerek ona değineceğim. 650 dönümlük meyve bahçesi projesi evet meyve bahçesi. Deneme amaçlı yapılacağı için 650 dönümle başlanacak. Ağrı merkez ve ilçelerin iklim şartlarına göre çeşitli meyve üretim projeleri. Doğubayazıt’a kayısı bahçesi, Patnos’a ceviz bahçesi, Merkez ve diğer ilçelere elma bahçesi. Civar illere bakıldığında bu meyvelerin buralarda yetişmemesi için hiçbir sebep yok. Çiftçimiz ve köylümüz için yeni bir gelir kapısı, kim bilir belki de sanayileşmenin yolu böyle açılır. Diğer projeleri de anlatmak istiyorum ama dedim ya işin sahipleri daha iyi anlatır.
Ben on tane devasa bir birinden önemli projenin hazır olduğunu biliyorum eminim ki vali beyin anlatmadığı bir o kadarda proje var. Ama bunların hayata geçmedikçe hiçbir anlamı olmadığını da biliyorum. Bu projelerin hazırlanma aşamasını düşündükçe bırakın milletle görüşmeye vali beyin yemek yemeye nasıl fırsat bulduğunu da merak ediyorum.
Toplum olarak çok şey hak ediyoruz ve çok eksiğimiz var, idarecilere ve siyasilere düşen bir an önce bunları gidermek. Bize düşen ise toplum olarak yapılacak veya yapılması muhtemel projelere imkanlar dâhilin de ya da görev düştükçe katkıda bulunmak.
Sayın Süleyman Elban’ın mütevazılığına ve samimiyetine teşekkür ediyorum.
Dostça kalın… |
