31 Ekim 2025, Cuma
İsmail Hakkı Uzunçarşılı - Ağrı Haber Ajansı
İsmail Hakkı Uzunçarşılı

İsmail Hakkı Uzunçarşılı

tarihçi, yazar

OSMANLI TARİHİ
Ömrü boyunca Osmanlı tarihini inceleyen İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı tarihinin arşiv vesikaları incelenmeden, kanunname ve yazma eserler okunmadan doğru öğrenilmeyeceğini savunur ve bu konuda şöyle der:
Tarih meraklılarına şunu söyleyeyim ki Osmanlı tarihini yalnız basma eserlerden okurlarsa pek noksan ve kısmen de hatalı malumat (bilgi) elde etmiş olurlar. Altı buçuk asırlık devamlı bir tarihi olan Osmanlı İmparatorluğunun siyasi, mali, iktisadi, askeri, ilmi, içtimai (sosyal) vb. vaziyeti, hakiki kaynaklara dayanılarak tetkik edildiği zaman bu devletin bütün azametiyle çehresi meydana çıkar. Başka türlü, sathi, derme çatma malumat ve basit tetkik ile haklı olarak bu hayret ve takdire şayan azamet ve kudretin anlaşılmasına imkan yoktur. Yine bunun gibi bu devletin inhitat (gerileme) ve sukutu (yıkılması) ve buna dair olan vesaik (vesikalar) ve eserler iyice incelenmedikçe doğruyu görmek imkansızdır. İşin iç yüzü tarihlerden ziyade vesikalarda görünmekte ve vaziyet ancak o zaman aydınlanmaktadır. Ben arşivleri görüp beni alakadar eden vesikaları henüz incelemeden ve yine bu devlete ait yazma ve basma yüzlerce gerek perakende (dağınık) ve gerek toplu olarak yazılan kanun ve kanunnamelerini tetkik etmeden önce kendimi Osmanlı tarihine oldukça vakıf bir adam sanırdım. Ancak kanunnamelerle vesikaları tetkik ettikten sonradır ki bu hususta ne kadar sathi malumat sahibi olduğumu anladım ve yine o zaman Roma İmparatorluğundan sonra en çok süren ve üç kıtaya yayılmış olan bu devletin kudretini ve inhitatı (gerilemesi) esnasında pek çok sadmelere (darbelere) rağmen neden Selçuk, Cengiz ve Timur imparatorlukları gibi az zamanda parçalanıp dağılmadığını ve köşesinden bucağından koparıldığı halde dimdik ayakta durduğunu ve sonradan, yani 19. asırdan itibaren de neden süratle sükut ettiğini (yıkıldığını) idrak edebildim. İman ve akide haline gelmiş olan kanunların zayıf zamanlarda bile şöyle böyle tatbik edilebilmesi ve bu kanunların nesilden nesile kudsi an’ane olarak devam etmesi, Türk milletinin kendisini her zaman hakim mevkide görmesi, onun en zayıf olan zamanlarında da kendisini, yani İslam camiasını parçalanmaktan kurtarmıştır.

← Tüm Biyografiler