26 Ekim 2025, Pazar
AĞRI'NIN HÂLİ: ACININ, ÇARESİZLİĞİN VE BİR VEDA HAYALİNİN FOTOĞRAFI - Hikmet Timur | Ajans04
Hikmet Timur

Hikmet Timur

📖 3 yazı 👁️ 4,703 toplam okunma

AĞRI'NIN HÂLİ: ACININ, ÇARESİZLİĞİN VE BİR VEDA HAYALİNİN FOTOĞRAFI

"Biz sana Ağrı'da neyin iyi olduğunu sayalım, sen geri kalanı 'dert' diye yazarsın..." Cumhuriyet Caddesi’nin ara sokaklarındaki o kıraathanede, havada asılı duran dumana rağmen söylenen bu acı ama gerçek cümle, Doğu’nun bu kadim şehrinin kaderini özetliyordu.

"Biz sana Ağrı'da neyin iyi olduğunu sayalım, sen geri kalanı 'dert' diye yazarsın..." Cumhuriyet Caddesi’nin ara sokaklarındaki o kıraathanede, havada asılı duran dumana rağmen söylenen bu acı ama gerçek cümle, Doğu’nun bu kadim şehrinin kaderini özetliyordu.


Cumhuriyet Caddesi'nin arka sokaklarında, kafe kültürüne direnen eski usul bir kıraathane... İçeride, kapalı alanda yasak olmasına rağmen tütün ürünlerinin kokusu havada yoğunlaşıyor. Beni görmezden gelmiyorlar, sanki yıllardır aynı sıkıntıyı paylaştığımızı bilir gibi bakışıyoruz. Sonra sohbet ağır ağır yeniden yükseliyor. Bir köşeye oturup çayımı kıtlama içerken, sonunda ağzı iyi laf yapan, şapkalı bir bey amcanın yanına ilişiyorum.


— Selamünaleyküm! — Aleykümselâm!


Anlatıyorum niye Ağrı’nın sorunlarını araştırdığımı. Şehrin sıkıntılarını, Ağrı’nın çocukları için bir nebze de olsa umut olmak için ajans04.net'te yayınlatacağımı söylüyorum. Bey amca, tahmin ettiğim gibi, o meşhur espriyi patlatıyor: "Biz sana Ağrı'da eyi ne vardır onu sayak, sen geri kalanı dert diye yazarsan..."


EKONOMİK DERTLER, KARA KIŞ VE TRAFİK ÇİLESİ

Dertler, Ağrı’nın acı gerçeği. TÜİK verileri, Türkiye'nin 81 ili içinde, Ağrı'nın en fakirleri arasında yer aldığını yıllardır gözler önüne seriyor.


Ağrı'da kişi başına düşen yıllık gelir, ülkenin en zengin illerinin beşte birinden bile az. Bu derin uçurum, en basit haliyle şunu gösteriyor: Bir Kocaelili'nin bir yılda kazandığı gelire ulaşmak için, bir Ağrılının en az beş yıl çalışması gerekiyor.


Bu rakamlar ışığında bir kahve müşterisi isyan ediyor:


— Ağrı Belediyesi nasıl hizmet versin? Bu şehrin merkezinde hala, hayvanların şehirden taşınması için dev projeler yapılmasını gerektirecek kadar çok sayıda ahır vardır!


İzin alıp çıkıyoruz. Kara bulutlar çökmüş Ağrı'nın üstüne. Ne kadarı erken bastıran gece, ne kadarı sobalarda yakılan otomobil tekerinin isi, ne kadarı Ağrı’nın kara bahtı...


Doğalgaz gelmiş olsa bile, ekonomik yetersizlik yüzünden birçok hane bu hizmetten yararlanamıyor. Çünkü doğalgaz tesisatını çekmenin maliyeti en az 100 bin TL’yi buluyor; durumu iyi olmayanlar bu parayı bulamıyor. Bu nedenle, çareyi yardım kömürü kullanmakta bulan mahallelerde halen yoğun duman ve kirlilik yaşanıyor. O duman, şehrin üzerine bir karabasan gibi çöküyor. Bilemiyorum.


Şehrin merkezinde ise başka bir çile yaşanıyor. Cadde ve sokaklar eski dönemin altyapısına göre daracık kalmışken, araç sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu durum, özellikle Cumhuriyet Caddesi ve çevresinde büyük bir park ve trafik sorununa yol açıyor. Gün geçtikçe içinde çıkılmaz hal alan bu karmaşa, Ağrı’daki günlük hayatı yavaşlatıyor.


YÖNETİM VE UMUT: KOÇ VE ARAS

Neyse ki, Ağrı hiç olmazsa bugün bir şans yakalamış, değerlendirmeyi bilirse eğer: Ağrı Valisi Mustafa KOÇ tecrübeli, ufku geniş ve son derece gerçekçi bir yönetici. Ve cesur...


Bir de yeni seçilen Belediye Başkanı Hazal ARAS var. Başka da sahibi yok Ağrı'nın


TRAJİK PARADOKS: HAYVANCILIK ŞEHRİ ERZURUM'DAN ET ALIYOR

Valilik kanadının da altını çizdiği gibi: Ağrılı köylü ü-re-te-cek! Burası tarım ve hayvancılık bölgesi, ama metotlar dededen kalma.


Ancak ortada trajik bir paradoks var: 300 binin üzerindeki büyükbaş hayvan varlığına rağmen hayvancılık kenti Ağrı’da, yem fabrikası, süt ve et kombinaları tam kapasite çalışmıyor.


Aynı zamanda: Ucuza özel sektöre devredilen sanayi tesisleri için özel sektör bile "Yok yok, devlet işletsİn!" diyor. Ağrı'da fabrika diyebileceğiniz tek büyük yapı Şeker Fabrikası'dır.


SINIR, HAVALİMANI VE VEDA HAYALİ: TREN

Ağrı, İran sınırında olmasına rağmen sınır ticareti kilitlenmiş durumda.


Havalimanımız var, evet. Ama uçak biletleri fahiş fiyatlara satılıyor; yani havaalanı, düşük gelirli Ağrılı için bir çözüm değil.


Peki ya tren? Tren ise Ağrı için hayal oldu. Bir türlü gündeme alınamıyor. Anlaşılan o ki, bu tren de kaçtı. Şehir, ne karayolunun ne de demiryolunun sunduğu ucuz ve güvenilir taşımacılık imkânına sahip. Bu da her şeyi pahalılaştırıyor.


SAĞLIK ÇİLESİ


Sağlıkta durum ise, nüfusa oranla tam bir çile:


— Yaklaşık 500 bin nüfusumuz var. Ağrı Devlet Hastanesi, bir "araştırma merkezi" olsun diye Üniversite Hastanesi'ne bağlandı. Ancak görünüşe göre, kâğıt üzerindeki bu unvan değişikliği, ne yazık ki hizmet kalitesine veya fiziki kapasiteye yansımadı. Kardiyolog var, ama randevu sırası bulmak imkânsız bir mesele. Yani fiilen yok sayılır!


Tüm bu dertler, tek tek sayılmayacak kadar çok. Kahvedeki bey amcanın ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyorum. "Sana demediler mi Hikmet, Ağrı'yı araştırmak sana mı kaldı ne derdin var?" diye...


Ağrı'ya sorma. Ağrı'nın cevabı yok.

💬 Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!